12 Nisan 2016 Salı

Araf Kitap Yorumu

Merhaba!

İlk olarak, bu kitabı bayağı beğendim :) Neden beğendiğimi uzun uzun açıklamadan önce, kitap hakkında birkaç bilgi vereyim: 

Yazarı : Tara Hudson
Yayınevi : Pegasus Yayınları
Orijinal Adı: Hereafter
Sayfa Sayısı : 400
Çevirmen: Ilgın Berivan Yıldız

Yine nehirde süzülüyordum.  
Ancak bu kez nefes aldığımda ciğerlerim, etrafımı saran çamurlu suyla dolmuyordu. Bedenim bu kâbustan önceki kadar hafifti hâlâ. Nehirde süzülüyor, öfkeli akıntının sürüklemesinden etkilenmiyordu. Artık bir şeyler farklıydı; bu karanlık, beni kıvrandıran sahne, korkunç rüyalarımda yaşadığım sahnenin neredeyse aynısıydı.Neredeyse...   
Çünkü bu kez boğulan ben değildim.Oydu.



Kitap, bir hayaletin kendisini ve yeteneklerini keşfetmesiyle ilgili. 

Ana karakterimiz Amelia, nasıl öldüğünü hatırlamıyor, adı dışında kendisiyle ilgili hiçbir şey bilmiyor. Farkında olduğu tek şey hayalet olduğu, insanların onu göremediği, duyamadığı ve hiçbir şey hissedemediği.

Sonra Joshua ile tanışıyor. 

Joshua, son anda, neredeyse şans eseri ölmekten kurtuluyor ama onu hayata bağlayan kızı unutmuyor. İyileşir gibi olduğunda da o kızı -Amelia- arıyor. Olaylar da buradan sonra başlıyor.

Kitap boyunca hiç sıkılmadığım çünkü yazarın dili akıcıydı, güzeldi, fazla ağır veya fazla hafif değildi. Zaten bir günde bitti.

Amelia, Joshua'nın hayatına bir şekilde giriyor ve kendiyle ilgili, daha önce denediği halde başaramadığı şeyleri yapabildiğini görüyor, kim olduğuyla ilgili yeni şeyler öğreniyor. Aynı zamanda Joshua'nın ailesinin durumuyla, Eli denen ve onu insanlardan uzaklaştırmak isteyen kişiyle, kim olduğuyla ilgili öğrendikleriyle başa çıkmak zorunda. 

Ana karakter Amelia'yla ilgili ilk söylemek istediğim şey, doğru yönlendirme yapıldığında çok iyi şeyler başardığı ve başarabileceği. Tabi onu yönlendiren kişi konusunda da seçici olmalı ve bence yazar, karakterde karar verebilme özelliğini güzel işlemiş. Sadece bu da değil, anlatımda Amelia'nın korkusunu, verdiği kararları, duygularını, kafa karışıklığı bence çok güzel ifade etmiş yazar.

Amelia'yı sevmemin diğer nedenlerinden bahsedecek olursam; Joshua'nın aksine o her şeye büyük bir hevesle veya kabullenmeyle yaklaşmadı. Biraz daha sorgulayıcı davrandı. Kararlarını tamamen ani dürtülere göre vermedi ve ne olduğunun her zaman farkındaydı.

Erkek karakter Joshua'nın Amelia'ya olan ilgisi hoş olsa da, özellikle kitabın ilk başlarında bazı şeyleri çabuk kabullenmesi beni rahatsız etti. Sonrasında çabaları ise bunu unutturdu çünkü Amelia kendi başına yapamayacağı şeyleri Joshua yardımıyla başardı. Yazarın oluşturduğu karakter fazlasıyla tatlı, anlayışlı ve nazikti. 

Eli'den bahsedecek olursam; bence o, başına gelenleri kabullenme durumunu çok yanlış anlamış biri. Hayatının önceki döneminde gelmek istediği yere şu anda ulaştığını düşünerek kendini avutuyor ama içten içe kötü şeyler peşinde olduğunun farkında. Yine de hakkını vermek gerek, bir şeye ulaşmak istediğinde güzel bir ortam hazırlıyor. 

Eğer hızlı okuyabileceğiniz, fantastik bir kitap istiyorsanız bence Araf'ı seversiniz. Ayrıca hayaletlere karşı ön yargınız varsa bu kitabın onları kıracağına da eminim :)

-B

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder