12 Nisan 2016 Salı

Siyah Buz Kitap Yorumu

Merhaba!

Fısıltı serisinin yazarı Becca Fitzpatrick'in çok güzel bir romanının yorumu yapacağım ama önce kitap hakkında birkaç bilgi vereyim:

Orijinal Adı: Black Ice

Sayfa Sayısı: 384
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Çevirmen: Sevinç Seyla Tezcan

Kitabın tanıtım yazısı da şöyle;
Âşık olmak hiç bu kadar tehlikeli olmamıştı…
Beni ona bakarken yakalayınca hemen gözlerimi kaçırdım.Bakarken yakaladığına inanamıyordum.Ona karşı hissedebileceğim çekim fikrinden nefret ettim.Beni rehin almıştı.Beni isteğim dışında alıkoymuştu.Son iyilikleri bunu değiştiremezdi.Kendime onun gerçekte kim olduğunu hatırlatmalıydım. Ama gerçekte kimdi? 
Britt Pheiffer unutamadığı eski erkek arkadaşının, Teton Dağları'nda yapacağı yürüyüşe katılmak istemesiyle altüst olur. Calvin'e karşı hislerini çözmeye fırsat bulamayan Britt, dağda aniden karşısına çıkan kar fırtınası yüzünden gözlerden uzak bir kulübeye sığınır ve çok yakışıklı iki ev sahibinin misafirperverliğini seve seve kabul eder. Fakat iki adam da kanun kaçağıdır ve Britt'i rehin alırlar. 
Britt, Calvin onu bulana kadar hayatta kalması gerektiğini bilmektedir. Ancak dağda gerçekleşen tüyler ürpertici bir dizi cinayete dair kanıtlar bulunca işi iyice zorlaşır... Üstelik bu keşfi yüzünden katilin bir sonraki hedefi olma ihtimali vardır. 
Fakat hiçbir şey göründüğü gibi değildir ve onu kaçıranlardan biri olan Mason dahil herkesin büyük sırları vardır. Peki Britt kime güvenecektir?


Aslında bu yazılar gerçekten güzel özetliyor. Kitap, en yakın arkadaşıyla tatile çıkan ama hava şartları yüzünden istedikleri yere varamamalarından sonra başlıyor. Karla kaplanma tehlikesi yaşayan arabalarından kurtuluyorlar ama sonra kendilerini iki katilin rehinleri olarak buluyorlar. Bu noktanın devamı da kurtulma çabaları, karakterleri tanıma ve bir sürü gerçeğin ortaya çıkmasıyla ilgili.


Aşk ağır bassa da -bana göre- aynı zamanda polisiye bir kitap ve Becca Fitzpatrick'ten alıştığımız üzere akıcı bir dili. Bence Siyah Buz, Fısıltı serisinin ilk iki kitabından çok daha iyiydi -son iki kitabı okumadığım için bir şey diyemeyeceğim-.

Araf Kitap Yorumu

Merhaba!

İlk olarak, bu kitabı bayağı beğendim :) Neden beğendiğimi uzun uzun açıklamadan önce, kitap hakkında birkaç bilgi vereyim: 

Yazarı : Tara Hudson
Yayınevi : Pegasus Yayınları
Orijinal Adı: Hereafter
Sayfa Sayısı : 400
Çevirmen: Ilgın Berivan Yıldız

Yine nehirde süzülüyordum.  
Ancak bu kez nefes aldığımda ciğerlerim, etrafımı saran çamurlu suyla dolmuyordu. Bedenim bu kâbustan önceki kadar hafifti hâlâ. Nehirde süzülüyor, öfkeli akıntının sürüklemesinden etkilenmiyordu. Artık bir şeyler farklıydı; bu karanlık, beni kıvrandıran sahne, korkunç rüyalarımda yaşadığım sahnenin neredeyse aynısıydı.Neredeyse...   
Çünkü bu kez boğulan ben değildim.Oydu.



Kitap, bir hayaletin kendisini ve yeteneklerini keşfetmesiyle ilgili. 

Ana karakterimiz Amelia, nasıl öldüğünü hatırlamıyor, adı dışında kendisiyle ilgili hiçbir şey bilmiyor. Farkında olduğu tek şey hayalet olduğu, insanların onu göremediği, duyamadığı ve hiçbir şey hissedemediği.

Sonra Joshua ile tanışıyor. 

Joshua, son anda, neredeyse şans eseri ölmekten kurtuluyor ama onu hayata bağlayan kızı unutmuyor. İyileşir gibi olduğunda da o kızı -Amelia- arıyor. Olaylar da buradan sonra başlıyor.